top of page

Ahlakın Depremi

Güncelleme tarihi: 23 Oca

Türkiye ilk kez deprem yaşamıyor. 6 Şubat 2023’te yaşadığı boyuttaki depremlerle ilk kez 1999’da da karşı karşıya kalmadı. Sorun, fay hatları üzerinde yaşayan bir ülkenin doğal afetlere karşı önlem alamaması. Sorun, toplumun yaşama bakış açısının azgelişmişliği. Sorun, bu azgelişmişliğe çanak tutan siyaset. Sorun, bu siyasetin yaşamasına izin veren toplum.


Bu yazıyı yazdığım sıralarda, vefat eden insanların sayısı 10.000’e yaklaşmış durumda. Üzerlerine yıkılan binaların altında kalıp yardım bekleyenlerin birkaç saat sonra sesleri kesiliyor. Donmaktan, kan kaybından.


Bu ortamda siyasetten mi söz edilir? Bu ortamda ahlaktan mı söz edilir? Bu ortamda vicdandan mı söz edilir?


Bu depremin yarattığı yıkımın nedeni ahlaksa, vicdansa, siyasetse, ahlaktan da, vicdandan da, siyasetten de söz etmenin tam zamanıdır.


Yıllardır, bıkkınlıkla, usanmışlıkla, umutsuzlukla yazmaktayız. A partisinden Z partisine kadar herkese yönelik yazmaktayız. Parti ayrımı olmaksızın, ülke kültürünün siyaseti yapış biçimidir sorunlu olan. Siyaset çok önemlidir. Toplumsal sorunların çözüm müessesidir siyaset. Topluma faydalı olma amacının güdüldüğü yerdir siyaset.


Ekonomi, siyaset, eğitim, hukuk, kurumlar, toplumsal ahlak gibi kavramları anlatıyoruz. Hepsi soyut, hepsi boş ve anlamsız geliyor topluma. Belki bu yazıda birkaç haftaya kadar diğer yazılar gibi “boş ve gereksiz” konumuna düşecek.


Türkiye, siyaseti rant yaratma mekanizması olarak görüyor. Siyasetçi, kendi gücünü etrafındaki kişilere yarattığı rant ile elde ediyor. Bu mekanizma, siyasetin etrafında öbeklenen insanlar ve şirketler yaratıyor. “Bizim kuzen belediye başkanı oldu A kazasına, hallederiz senin işini” gibi lafları duymayan var mı bu toplumda? O, halledilen işlerdir bugün binlerce insanın ölümüne yol açan. Başkalarının haklarını yiyerek aldığınız ihaleler ve size o ihaleleri her türlü hukuksuzlukla dağıtanlardır binlerce ölümün sebebi.


Bu ülke, deniz kumu ve çürük demir sattığını itiraf edenleri görmedi mi? Kurumların bittiği, hukukun yok olduğu yerde denetim, kontrol olmaz. Vicdanlar rahat mı şimdi?


Jeoloji bilen insanlar yıllardır uyarıyor. Depremlerin olasılığından ve şiddetinden yöre yöre söz ediyorlar. Her yere üniversite açmayı marifet bildiniz. İşini iyi bilenleri dinlemediğiniz gibi, binlerce niteliksiz insanın hayata atılmasına neden oldunuz. O insanlar şimdi organize olamıyorlar. Hem bilgileri yok, hem de kurumlar kalmadı. Önleminiz yok. Önleminiz olmadığı için ölüyor insanlar.


Ayrımcılığınızla böldünüz ülkeyi. Evet, siyaseti ve ahlakı konuşmanın tam zamanıdır. Bu depremin sonuçlarının nedeni siyasettedir, ahlaktadır. Siyaseti ve ahlakı konuşmanın tam zamanıdır ama siyasi şov yapmanın zamanı değildir. Hele ki yardımları “biz ve onlar” diyerek kabul etmek ve etmemek, o enkazdan oy devşirmeye çalışmaktan başka bir şey değildir. “Allah’ın takdiri olan bu depremin yaralarını da biz sardık” diyeceksiniz.


Haber vermenin, insanları bilgiyle aydınlatmanın erdemi vardır. Gazetecinin, basının onurudur, rütbesidir doğru haber. Vicdanın rahat mı medya?


Hakkını aramayan, ödediği vergilerin nereye gittiğini sorgulamayan toplum! “Çalıyorlar ama iş yapıyorlar” sözünü hatırlıyor musun? Kim söylüyor bunu yıllardır? İlkeli, prensipli, tutarlı, omurgalı olmak çok ama çok önemlidir hayatta.


Siyasetin yozlaşmışlığı, ahlakın çöküşü! Şu an insanlar binaların değil, çöken ahlakın ve siyasetin enkazı altındalar.


Bu yazıyı, yakın bir zamanda bu yazdıklarımın da ne kadar boş ve anlamsız kalacağını çok iyi bilerek yazıyorum.

댓글


© 2025 by Arda Tunca

bottom of page