top of page

ABD Ekonomisindeki Yavaşlama: Rakamların Arkasında Ne Var?

ABD ekonomisi yılın ilk çeyreğinde bir daralma yaşadı. Yıllıklandırılmış bazda %0,3 oranında küçüldü. İlk bakışta bu veri, ABD için endişe verici görünüyor. Ancak, rakamların arkasındaki hikâyeye bakarak kanaat oluşturmak gerekiyor.


Yavaşlamanın temel nedeni Donald Trump’ın kapsamlı gümrük tarifeleri. Şirketler artan maliyetlere hazırlıklı olmak için yeni ticaret önlemleri yürürlüğe girmeden ithalatlarını hızlandırdı. Bu, şirketler için stok oluşturma anlamına geliyor. Nitekim ithalat yıllıklandırılmış bazda %41 oranında arttı.


Gayrisafi yurt içi hasıla (GSYİH) hesaplamalarında ithalat, tolam rakamdan düşülüyor. Ekonomi gerçekte duraklamasa bile, kâğıt üzerinde zayıf bir ekonomi manzarası ortaya çıkıyor.


Tüketici harcamaları ve özel yatırımlar gibi iç taleple ilgili veriler incelendiğinde, büyüme %3’e işaret ediyor. Bu cepheden bakılınca, ekonomideki temel dinamiklerin hâlâ güçlü olduğu görülüyor.


Ekonomik Analiz Bürosu (BEA), raporunda şirketlerin stoklama davranışına dikkat çekti. Bu geçici stok artışı olmasaydı, GSYİH %2,5 oranında daralacaktı. Bu, yıllıklandırılmış %0.3'ün bir hayli üzerinde.


Diğer yandan, ABD’nin dış ticaret açığı Mart ayında $162 milyar ile rekor seviyeye ulaştı. Bunun nedeni, yine tarifelere karşı alınan erken ithalat önlemleri oldu. Bu eğilimin ikinci çeyrekte tersine dönmesi mümkün olabilir. Zira, şirketlerin depoları dolmuş durumda diyebiliriz. Bu durumda şirketler ithalatı kısmaya başlayabilir ve tüketiciler daha önce ithal edilmiş ürünleri tüketmeye devam edebilir. Böyle bir gelişme, GSYİH üzerinde bir toparlanma etkisi yaratabilir.


Ancak, büyük resimde endişeler devam ediyor. Temel nedeni, küresel ticarete ilişkin devam eden yüksek belirsizlik ortamı.


IMF, geçtiğimiz günlerde ABD için 2025 büyüme tahminini %2,7’den %1,8’e düşürdü. Özel sektör tahminleri ise büyümenin durma noktasına gelebileceğini öngörüyor. Fed’in faiz indirimine ikinci yarıdan önce gitmesi de beklenmiyor.


Ekonomik belirsizlik devam ederken, ABD borsalarında önemli bir toparlanma yaşandı. Trump’ın bir ay önce yaptığı “kurtuluş günü” tarife duyurusunun ardından yaşanan kayıplar büyük ölçüde telafi edildi.


Piyasadaki toparlanmanın nedeni, beklentilerin üzerinde gelen Nisan ayı istihdam verileri. İşgücü İstatistikleri Bürosu, Nisan ayında ekonomiye 177.000 yeni istihdam eklendiğini duyurdu. Bu rakam, Bloomberg’in 135.000’lik beklentisini aştı. Ancak, Mart ayına göre bir düşüş söz konusu. İşsizlik oranı ise, %4,2 seviyesinde.


Trump’ın tarife duyurusunun ardından Wall Street’teki gösterge endeks %15’e kadar düşmüştü. Küresel finans piyasalarında büyük dalgalanmalar yaşanmıştı. Ancak son günlerde, Çin Ticaret Bakanlığı'nın ABD’nin ticaret müzakerelerine açık olduğunu ifade etmesi piyasaları yatıştırdı.


Çin ile ilgili bir diğer önemli bir haber, 30 Nisan'da yayımlanan Çinli üreticilere yönelik aylık bir anketin sonuçları idi. Buna göre, Çin’in yeni ihracat siparişleri 2022 sonundan bu yana en zayıf seviyesine indi. Bu, sadece Çin için değil, küresel ticaret için de kırılganlığın bir sinyali. Çin’in küresel ekonomideki rolü göz önüne alındığında, bu verinin önemi daha da dikkat çekici bir hale geliyor.


Çin, 100’den fazla ülkenin en büyük ticaret ortağı konumunda. Ayrıca, Asya’nın tedarik zincirlerine sıkı sıkıya entegre olmuş durumda. 2022 yılında Japonya’nın ara mal ithalatının %19’undan fazlası Çin’den sağlandı. Bu oran, Güney Kore için üçte birin üzerinde. Vietnam için ise, %38’in üzerindeydi. Bu bağlamda Çin’deki üretim veya dış talep kaynaklı herhangi bir yavaşlama, sadece Çin’i değil, tüm bölgeyi ve küresel üretim sistemini etkileyebilecek güce sahip.


Her ne kadar ABD'nin GSYİH verisinin arkasında başka anlamlar varsa da ve bu anlamlar çok negatif bir manzara çizmese de, yüksek belirsizlik ortamı verilerin geleceğine dair çok sayıda kuşku barındırıyor.


Tüm bu gelişmelerin ışığında, ticaretteki belirsizliği daha da artıran başka bir kritik tarih yaklaşıyor. Belirsizliğin ve de verilerin kaveri belki de bu kritik tarihe bağlı. Trump yönetiminin uyguladığı 90 günlük tarife erteleme süresi 9 Temmuz'da sona erecek. Bu sürenin ardından yeni bir tarife dalgası ya da mevcutların kalıcılaşması gündeme gelebilir. İzleyeceğiz.


Öte yandan, ABD'de iç politika cephesinde Amerikan Halkı için olumsuz gelişmeler yaşanıyor. Trump, federal bütçede savunma dışı harcamalarda %22,6 oranında kesinti öngörüyor. Bu, 2017’den bu yana en düşük düzeye iniş anlamına geliyor. Aynı zamanda savunma bütçesi %13, iç güvenlik bütçesi ise %65 oranında artırılıyor. Bu rakamlar, sertleşen uluslararası ilişkilerin kaynak dağılımı üzerindeki etkileri!


Yeni bütçe, yurtdışı yardımlar, sağlık hizmetleri, eğitim ve çevre koruma gibi alanlarda milyarlarca dolarlık kesintiler içeriyor. Yenilenebilir enerji ve elektrikli araçlar için verilen hibeler, yönetim tarafından “küreselci iklim ajandası” olarak tanımlanarak hedefe konmuş durumda. Bunlar, hem toplumsal fayda hem de iklim krizi boyutunda kaygı verici gelişmeler.


Trump, Eğitim Bakanlığı’nın kapatılması yönündeki açıklamalarıyla uyumlu olarak bu kuruma ayrılan bütçeyi de azaltmak istiyor. Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH), Afet Yönetimi Ajansı (FEMA) ve Vergi Dairesi (IRS) gibi kurumların bütçeleri de hedefte. Trump, bu kurumların “araçsallaştırıldığını” iddia ederek, küçültülmeleri gerektiğini savunuyor.


Senato'da, Demokratların çoğunluk lideri Chuck Schumer, bu bütçeyi sert şekilde eleştirdi. “Trump, sağlık hizmetlerini tırpanlarken, eğitimi budarken ve ailelerin güvendiği programları yok ederken milyarderler ve büyük şirketler için vergi indirimi sağlıyor,” dedi. “Bu, sadece mali açıdan sorumsuz değil,” diye de ekledi. Ayrıca, “çalışan insanlara yönelik bir ihanettir, ahlaken iflas etmiş bir başkandan gelen bir ihanettir” ifadelerini kullandı. Amerikan iç siyaseti Trump ile sert bir kutuplaşma yaşıyor.


Sonuç itibarıyla, ilk çeyrekteki ekonomik yavaşlama büyük ölçüde geçici faktörlerden kaynaklanıyor olabilir. Ancak, daha geniş politika çerçevesinden verilere odaklanılınca, ciddi endişeler beliriyor. Piyasaların toparlanması kırılgan görünüyor. Ticaret gerilimleri, bölgesel zayıflıklar, kemer sıkma bütçeleri ve artan eşitsizlik gibi etkenler, ABD ekonomisinin dayanıklılığını önümüzdeki aylarda zorlayan faktörler olacaktır ve küresel yansımaları belirsizlik olarak devam edecektir.

Comments


© 2025 by Arda Tunca

bottom of page