top of page

Küresel Ekonomik Belirsizliklere Karşı Piyasa Tepkisi

Yatırımcılar, ABD Merkez Bankası’na (Fed) yönelik siyasi baskıların artması nedeniyle güvenli liman ifade eden varlıklara yöneliyor.


Trump’ın politikalarının yol açtığı belirsizlik küresel ekonomiye yayılıyor. Kırılgan büyüme ve potansiyel olarak yüksek enflasyon riskleri, merkez bankalarının rezerv tercihlerinde ve yatırımcıların pozisyonlanmalarında önemli değişimlere neden oluyor. Bunun sonucu, finansal istikrarsızlık.


Altın’daki yükseliş ve gümüşte rekor, dünya genelinde artan ekonomik ve siyasi istikrarsızlığa verilen tepkinin finansal göstergesi.


Siyasi Riski Dengeleme Çabaları


Mevcut dalgalanmanın merkezinde Trump’ın Fed ile tırmandırdığı gerilim var. Fed üyesi Lisa Cook’un görevden alma girişimi ve Powell üzerindeki yoğun baskısı, Fed’in bağımsızlığına gölge düşürdü.


Piyasalar, siyasi baskıların faiz oranlarının erken düşürülmesine neden olabileceğinden endişeli. Zira, tarifelerin etkisindeki enflasyon tablosu bir de para politikası cephesinden darbe alabilir.


Güven erozyonu, altın talebini artırıyor. Yatırımcılar, değerli metalleri hem enflasyona, hem de kırılganlığa karşı bir koruma unsuru olarak görüyor.


Politika belirsizliğine son federal mahkeme kararı da eklendi. 29 Ağustos 2025’te günü, ABD Federal Bölge Temyiz Mahkemesi 7’ye karşı 4 oyla, Trump’ın ulusal acil durum yetkileri (IEEPA) kapsamında uyguladığı geniş kapsamlı tarifelerin çoğunun yasa dışı olduğuna hükmetti. Tarifeler, geçici bir durdurma kararı nedeniyle en az Ekim ortasına kadar yürürlükte kalsa da, piyasalar artık olası bir hukuki geri dönüşün yaratacağı belirsizlikle de baş etmek zorunda şimdi.


Dolar’ın Zayıflayışı


Altının yükselişi yalnızca ABD siyasetinin yarattığı belirsizliğe karşı gösterilen kısa vadeli bir tepki değil. Daha uzun vadeli yapısal bir dönüşümün parçası.


2023’ün başından bu yana altın fiyatları neredeyse ikiye katlandı. Hem kurumsal, hem de bireysel yatırımcılar enflasyona, borç risklerine ve jeopolitik şoklara karşı korunma arayışına girdi. Merkez bankaları da rezervlerini önemli ölçüde artırdı.


Geçtiğimiz yıl altın, Euro'yu geride bırakarak ABD Doları’ndan sonra dünyanın en yaygın ikinci rezerv varlığı haline geldi ve resmî rezervlerin yaklaşık %20’sini oluşturdu. Bu eğilim, dolar bağımlılığından uzaklaşmayı yansıtıyor. Diğer yandan, merkez bankalarının Washington’ın öngörülemez politikalarına dair endişelerini de ortaya koyuyor. Diğer bir ifadeyle, altının cazibesi sadece ekonomik değil, aynı zamanda jeopolitik. Değişen güç dengeleri içinde bir değer saklama aracı vazifesi görüyor. Dolar'ın bu anlamda fonksiyonu bir hayli zayıfladı.


Gümüş de altının yaşadığı aynı dinamiklerden faydalandı. Gümüş, altına göre daha oynak olsa da yükselişi, yatırımcıların değerli metallere yönelmesindeki genel eğilimi ifade ediyor.


Piyasalar, bir yandan da jeopolitik güç kaymalarının etkisinde. Döviz piyasalarında özellikle görülüyor. Çin’in küresel ticaretteki ağırlığının artması ve ABD politikalarının istikrarına yönelik yatırımcı şüpheleri, son dönemdeki piyasa gelişmelerinde önemli rol oynuyor. Renminbi, ABD Doları karşısında değer kazanarak küresel finansal gücün yalnızca Dolar'a dayalı olmaktan uzaklaştığını yansıtıyor, küresel konumunu güçlendirmeye çalışıyor.


Belirsizliğin Küresel Barometresi


Altın ve gümüşteki fiyatlamalar, küresel piyasaların hem ekonomik kırılganlıklara, hem de siyasi sarsıntılara ne kadar açık hale geldiğini gösteriyor.


Yatırımcılar ve merkez bankaları enflasyona, politika belirsizliklerine ve finansal düzenin istikrarsızlıklarına karşı korunmak için değerli metallere yöneliyor. Piyasanın tepkisi yalnızca Trump’ın politikalarına değil, günümüz küresel ekonomisini şekillendiren ve daha geniş bir bakış açısıyla analiz edilebilen belirsizliklere karşı bir savunma mekanizmasını ifade ediyor.

Yorumlar


© 2025 by Arda Tunca

bottom of page