Mitolojiden Aydınlanmaya Politik Bir Trajedi: Promētheús Desmōtēs
- Arda Tunca
- 3 gün önce
- 4 dakikada okunur
Neden Yunan mitolojisi ve tragedyaları Batı felsefesini etkilemiştir? Bu sonunun çok sayıda cevabı var. Ancak, mademki son zamanlarda Aydınlanma felsefesinin kendi içindeki ahlaklı ve ahlaka kayıtsız olan (ahlaksız değil) yönlerini kaleme alıyorum, insanlığın kurtarıcısı Prometheus'un çektiği acılara değinmeden edemeyiz.
Mitolojiden Politik Tragedyaya
Yunan antik tiyatrosu, üç büyük tragedya yazarı çıkardı. Aiskhylos (M.Ö. 525-456), Sophokles (M.Ö. 497-406) ve Euripides (M.Ö. 480-406).
Antik kaynaklar Aiskhylos’un yaklaşık 70–90 kadar tragedyası olduğunu aktarmaktadır. 10. yüzyılda Bizans’ta yazılmış Suda Ansiklopedisi ve antik kataloglar genellikle 90’a yakın sayı vermektedir. Ancak, bu eserlerden yalnızca 7 tanesi günümüze eksiksiz olarak ulaşmıştır: Persler, Thebai’ye Karşı Yediler, Zincire Vurulmuş Prometheus, Agamemnon, Kurban Taşıyıcılar, Eumenidler, ve Hiketides (Yalvaran Kızlar).
Prometheus tragedyası bir üçlemenin ilk parçasıdır. Elimizde yalnızca Zincire Vurulmuş Prometheus (Promētheús Desmōtēs) ulaşabilmiş durumda. Antik referanslardan üçlemenin diğer iki eserini öğrenebiliyoruz: Zincirlerinden Kurtulan Prometheus (Promētheús Lyómenos) ve Ateş Taşıyan Prometheus (Promētheús Pyrphóros). Kayıp eserlerin birincisinde Prometheus’un zincirlerinden kurtuluşu ve Zeus’la barışması, ikincisinde ise insanlığa ateşi taşıma eylemi sahnelenmiş olmalıydı. Aiskhylos’un tasarladığı bütünlük içinde Prometheus’un başkaldırıdan uzlaşmaya, acıdan insanlık için kurtarıcı bir simgeye dönüşümünün işlendiğini anlıyoruz.
Zincire Vurulmuş Prometheus, Aiskhylos’a ait bir tiyatro. Tarihteki önemi “politik tiyatro” açısından çok büyük.
Zincire Vurulmuş Prometheus ve İnsanlığın Özgürleşme Hikâyesi
Tanrı soylarının tarihinde devrimler gerçekleşir. Bu devrimlerden birinde, “geleceği gören” Prometheus’un da parmağı vardır.
Promētheús (Προμηθεύς), pro- (προ-) ön eki ve -mētheus (μηθεύς / μῆτις) kökündeden oluşur. Pro- (προ-), önceden görmek ya da ileriye dönük düşünmek anlamına gelir. Mētheus (μηθεύς / μῆτις) ise, akıl, bilgelik, kurnazlık, zekâ, öngörü anlamına gelmektedir. Bu durumda Promētheús (Προμηθεύς), önceden düşünen, öngörülü olan anlamına gelmektedir.

Tiranlar devrilir, Olympos’a tanrılar egemen olur. Zeus, tanrıların Tanrı’sı olarak tahtında oturmaktadır. Ölümsüz tanrılar için de, ölümlü insanlar için de yasalar Zeus’un keyfine göre belirlenir.
Prometheus, insanlara acır. Bir rezene sapında tanrılardan çaldığı ateşi insanlığa sunar. Ölümlü insanlardan yana tavır aldığı ve tanrılara da, insanlara da zulmeden zorba ve nobran Zeus’a başkaldırdığı için bir kaya parçasına zincirlerle bağlanır Prometheus.
Prometheus, bilincin ve özgürlüğün yanındadır. İnsanın, Aiskhylos’un satırlarında, “ezilenin” yanındadır. Kime karşı? Yasaları keyfiyetle uygulayan totaliter tutumlu Zeus’a karşı.
Mitolojinin anlattığı hikaye, Aiskhylos’un tiyatrosunda şu satırlarla anlatılır Prometheus’un ağzından:
Bir gün bir rezene sapı içinde
Çaldım götürdüm insanlara ateşin tohumunu.
Bu tohum bütün sanatların anahtarı oldu,
Bütün yolları açtı insanlara.
Suçum bu işte benim tanrılara karşı,
Bu yüzden zincire vuruldum bu göklerin altında.
---------------------------
Zeus’un düşmanını görün,
İnsanları sevdi diye
Zeus’un sarayındaki bütün tanrıların
Düşman kesildiği tanrıyı görün!
---------------------------
Sonra sayı bilgisini verdim onlara,
Bu kaynak bilgiyi onlar için ben bulup çıkardım.
Sonra harf dizilerine geldi sıra,
O diziler ki belleğin her şeyin,
Anasıdır bilimlerin ve sanatların.
Hayvanlara da ilk boyunduruk vuran ben oldum
Ölümlüleri kurtarmak için kaba işlerden;
Atları dizginleyip arabalara koştum,
Zenginlerin şanını artıran arabalara.
Denizler aşan gemilerin bez kanatlarını
Bulan da benim, başkası değil.
Evet, ölümlüler için neler bulmuşken,
Bugün zavallı ben, bulamıyorum yolunu
Kendi başımı dertten kurtarmanın.
---------------------------
Dahası var, dinledikçe şaşıracaksın:
Ne bilimler, ne sanatlar daha çıkardım!
En önemlilerinden biri de şu:
İnsanlar hasta düştükleri zaman
Ölüp gidiyorlardı devasızlık yüzünden;
Ne yiyecekleri şeyi biliyorlardı
Ne içecekleri, ne de sürünecekleri şeyi.
Ben öğrettim onlara otları birbirine karıştırıp
Bütün hastalıklara karşı ilaçlar,
Cana can katan merhemler yapmasını.
---------------------------
Ya toprağın insanlardan sakladığı hazineler?
Tunç, demir, gümüş, altın ve bütün madenler,
Kim buldum diyebilir bunları benden önce?
Hiç kimse, yalan söyler kim buldum derse.
Uzun sözün kısası şunu bilmiş ol:
Bütün sanatları Prometheus verdi insanlara.
Prometheus’tan Nietzsche’ye Aydınlanmanın Ateşi
İnsanlara ateşin aydınlığını sunan Prometheus, bilimi ve sanatı öğretiyor. İnsanlık için Aydınlanma’nın ateşini yakmış oluyor. Bunu yaparken, insanın doğaya hükmetmesinin yollarını da öğretiyor insanlığa.
Prometheus’un kendini ifade ederken anlattıklarında Immanuel Kant yok mu? Öğrenmek ve anlamak için İncil’i Latince’den Almanca’ya çeviren Martin Luther yok mu? Aklın yoluyla bilgiyi arayan insanın Baruch Spinoza ile hayat bulduğu özgürleşmesi yok mu? Bilgi ve bilimle özgürleşen insanın modern zamanlardaki hümanist düşünce akımının kökleri yok mu?
Diğer yandan, Aydınlanma ile doğayı kontrol eden insanın 20. yüzyılda eleştirildiği zemini de Aiskhylos’un satırlarında Prometheus sunmuyor mu?
Prometheus’un uyandırdığı insan, kendi gücünün bilincine varmış ve Tanrı’ya karşı ayaklanmıştır. Asıl yaratıcı, insan olmuştur. Bunu da Johann Wolfgang von Goethe, Prometheus şiirinde anlatır. Kendisi de Aydınlanma döneminin şairidir zira.
Nietzsche’nin ‘Tanrı öldü’ ilanı, doğrudan Prometheus’un çaldığı ateşe bağlanmasa da, insanın kendi değerlerini yaratma arayışını dile getirmesi bakımından bu Promethean jestin felsefedeki karşılığıdır. Düşen, kalkan, başkaldıran insanın nihilizmden kurtuluşunu “übermensch” ile anlatan Nietzsche de yok mu bu satırlarda?
Nietzsche, Tragedya’nın Doğuşu’nda (Die Geburt der Tragödie, 1872) Prometheus mitini insanın yaratıcı gücünün trajik bir sembolü olarak yorumlar. Prometheus’un zincirleri, insanın bilgi ve özgürlük yolunda ödemek zorunda olduğu bedeldir.
İnsanın zincirlerinden kurtularak kendi değerlerini yaratmaya başlaması, Prometheus’un öngördüğü isyanın modern felsefedeki karşılığıdır.
Aklın gücü kaba güçten üstündür. Gelecekte egemenlik, kaba gücün değil, aklındır. Akla ve özgür düşünceye sırt çeviren yönetimlerin nasıl zayıfladığını ve devrilme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu anlatır Prometheus’un hikayesi. Zeus, bütün kurbanları, uşakları ve dalkavuklarına karşın çocuk gibi zayıf ve çaresizdir aslında. Zeus, tutukladığı düşmanının elinde tutukludur.
Aiskhylos’un Promētheús Desmōtēs’i (Προμηθεὺς Δεσμώτης), yalnızca bir mitolojik anlatı değil, antik dünyanın ilk politik tiyatrolarından biridir. Bu politik boyut, çağlar boyunca insanın özgürleşme arayışına ışık tutmaya devam etmiştir.
Yorumlar