Tarifeler, ABD'nin Borcu ve ABD Tahvil Piyasası
- Arda Tunca
- 5 Eyl
- 2 dakikada okunur
Küresel finansal piyasalar, tarifeler, ABD'nin artan borçluluk düzeyi ve Trump'ın para politikasına siyasi müdahale korkularının etkisi altında.
Gelişmeler, piyasaların belirsizliklere karşı savunmaya geçtiğini gösteriyor. ABD tahvil piyasası, gelişmelerin ortasına yerleşmiş durumda.
Dünya Ticaret Örgütü, küresel mal ticaretinin bu yıl sadece %0,9 büyüyeceğini öngörmüştü. Söz konusu oran, Nisan'da yapılan daralma tahminine göre mütevazı bir iyileşme öngörüsü ortaya koyuyor. Buna rağmen, tarifelerin yürürlüğe girmesinden önce beklenen %2,7’lik büyümenin önemli ölçüde altında.
ABD’nin ağırlıklı ortalama tarife oranı, yıl başında %2,4 idi. Bugün, %18,4. Bu veriler, tedarik zincirlerine yeniden şekil veriyor. Kurallara dayalı küresel ticaret sistemine duyulan güven hasar görmüş durumda.
Trump, tarifelerin yerli sanayileri koruyacağını ve trilyonlarca dolar gelir sağlayacağını savunuyor. Bu önlemler küresel piyasaları sarstı ve dünya ticaret hacimleri ile yatırım akışlarında kalıcı bir darbe olabileceği yönünde endişeler yarattı.
Altına Sığınmak
ABD tahvillerine ve özellikle uzun vadeli olanlarına duyulan güven sarsıldı. Yatırımcılar, altına yöneliyor. Fiyatlar %35 artarak ons başına 3.500 doların üzerine çıktı. Güven arayışındaki piyasalarda ABD tahvilleri itibar kaybederken altın zirvelerde dolanıyor.
Altın fiyatları iki noktadan özellikle besleniyor: Merkez bankalarının dolardan uzaklaşarak rezerv çeşitlendirme çabaları — ki bu eğilim Rusya’nın 2022’de Ukrayna’yı işgalinden sonra hız kazanmıştı — ve özel yatırımcıların enflasyona ve piyasa risklerine karşı savunma ihtiyacı.
Fed Kuşatma Altında
Piyasa huzursuzluğunun merkezinde Trump’ın Fed’e yönelik artan saldırıları, Guvernör Lisa Cook’u görevden alma girişimi de dahil olmak üzere, siyasi müdahale korkularını büyütüyor. Yatırımcılar, zayıflamış bir Fed’in faiz indirimlerine erken yöneltileceğinden endişeli. Bu gelişmenin enflasyonu körükleyip tahvil fiyatlarını daha da aşağı çekebileceği korkusu yayılıyor.
Tarifeler ve Tahvil Piyasası
ABD'de, Kongre Bütçe Ofisi (CBO), Trump’ın tarifelerinin önümüzdeki on yıl içinde $4 trilyon getiri sağlayabileceğini öngörüyor. Bu, Trump’ın aynı dönemde federal borçlanmayı $4,1 trilyon artırması beklenen “One Big Beautiful Bill Act” olarak ifade edilen yasadan kaynaklanan gelir kayıplarını kısmen dengeleyecekti.
Tahvil yatırımcıları için tarife gelirleri, Hazine tahvillerinin devasa arzına karşı kritik bir tampon görevi görüyor. Ancak, ABD'de bir temyiz mahkemesinin Trump’ın bazı vergilerde yetkisini aştığını onaylamasıyla bütçe dengesi ile ilgili soru işaretleri oluştu. Karar, tarifelerin itiraz sürecinde yürürlükte kalmasına izin verse de, Hazine tahvillerinde keskin bir satışa yol açtı. Piyasalar, gelirlerin azalması ve açıkların büyümesi riskini fiyatlamaya başladı.
ABD'nin Borç Yükü
Tarife gelirleriyle bile ABD’nin borç yükü ürkütücü boyutlara ilerliyor. Bu gelirler olmadan CBO, ABD’nin borç/GSYİH oranının 2029 yılına kadar İkinci Dünya Savaşı’ndaki zirvesini aşacağını tahmin ediyor. Uzun vadeli projeksiyonlar daha da kasvetli. ABD'nin borcu 2055 yılına kadar $150 trilyona ulaşabilir. Kredi derecelendirme kuruluşları, ABD’nin notunu daha fazla düşürmeme kararlarında tarife gelirlerinin rol oynadığını belirtmişti.
Kırılgan Küresel İstikrar
Yukarıda dile getirilen etkiler, küresel finansal sistemin artan kırılganlığını ortaya koyuyor. Korumacı ticaret politikaları büyümeyi kısıyor, bütçe açıkları tırmanıyor ve Fed'in bağımsızlığı tehdit altında. Dolar ve ABD Hazine tahvilleri gibi geleneksel güvenli limanlar eski itibarından uzak. Onların yerinde altın, dünyanın kriz varlığı olarak revaçta.
Bugün finansal yatırımcılar, politika yapıcılar ve hanehalkları, risklerin hızla çoğaldığı bir dünya ekonomisinde yol almak zorunda.
Ticaretin yavaşladığı, borcun tırmandığı ve Fed’in kuşatma altında olduğu bu tabloda, ABD tahvil piyasasındaki dalgalanmalar Amerika sınırlarını çok aşan bir etki potansiyeline sahip.
Yorumlar