top of page

André Gorz: Çalışmanın Sonundan Yapay Zekâ Çağına

Kapitalizmin Ötesine Bakan Filozof


Yirmi birinci yüzyılın politik ekonomisinin ikilemlerini André Gorz (1923–2007) kadar öngörebilen çok az düşünür olmuştur. Viyana’da, Gérard Horst adıyla doğan Gorz, savaş sonrası Fransa’nın entelektüel çevresinin önemli bir parçası hâline geldi ve Jean-Paul Sartre’ın etkisi altında Les Temps Modernes dergisi için yazdı. Zamanla, varoluşçuluğu, Marksizmi ve ekolojik düşünceyi birleştirerek ekonominin neyle ilgili olması gerektiğine dair bir çerçeve kurdu: büyüme ya da verimlilik değil, özerklik, adalet ve çalışmanın anlamı.



Gorz’un yaşam boyu süren kaygısı, emeğin ve teknolojinin yaşamın merkezine yerleştiği toplumlarda insan özgürlüğünün akıbetiydi. “Sanayi sonrası toplum” ya da “otomasyon kaygısı” kavramları henüz yaygınlaşmadan çok önce, üretkenliğin sürekli artmasını talep eden, fakat emeğe anlam kazandıran toplumsal bağları yok eden bir sistemin çelişkilerini teşhis etmişti.


Ücrete Dayalı Toplumun Sonu


Gorz, Farewell to the Working Class (1980) adlı eserinde sanayi kapitalizminin, otomasyonun zorunlu emeği giderek gereksiz kıldığı bir evreye girdiğini öne sürdü. İnsanlığı emekten kurtarmak yerine kapitalizm, istihdamı ahlaki ve toplumsal bir zorunluluk olarak sürdürdü. Ortaya çıkan paradoks, teknolojik bolluğun ekonomik güvencesizlikle yan yana var olmasıydı.


Bugünün koşullarını neredeyse tam olarak öngörmüştü. Yapay zekâ, robotlar ve dijital platformlar artık çok az insan emeğiyle devasa işler yaratıyor. Verimlilik artıyor, ancak ücretler yerinde sayıyor. Pek çok insan, Gorz’un onlarca yıl önce uyardığı biçimde, güvencesiz veya anlamsız hizmet işlerine itiliyor. O’na göre, bu durum, toplumlar vatandaşlığı ve onuru ücretli çalışma üzerinden tanımladığı sürece devam edecekti.



Bu gözlem, yirmi birinci yüzyılın “verimlilik var, refah yok” paradoksunu çarpıcı bir biçimde tanımlamaktadır.


Bir Politika Olarak Ekoloji


Gorz, ekonomik büyüme ile ekolojik sınırların temelde bağdaşmaz olduğunu gören ilk düşünürlerden biriydi. Ecology as Politics (1975) adlı eserinde hem sosyalist üretimciliği hem kapitalist genişlemeciliği reddetti. O’na göre ekonomik sistemler, ne kadar ürettikleriyle değil, yaşamı ne ölçüde sürdürebildikleriyle değerlendirilmeliydi.


Bu ekolojik perspektif, yapay zekânın devasa enerji tüketimi ve veri merkezlerinin çevresel etkileri yeni bir endişe alanına dönüşürken, bugün çok daha anlamlıdır. Gorz, “yeşil büyüme” söylemini, teknolojinin tek başına ekolojik krizi çözebileceği yönündeki eski mitin bir tekrarı olarak gördü. Verimliliğin çoğu zaman maliyetleri düşürerek toplam tüketimi artırdığını belirtti. Bu dinamik, Jevons Paradoksu olarak bilinir. Bunun yerine, yeterlilik politikasını savundu: refah için gerçekten gerekli olanı üretme ve tüketme yönünde bilinçli bir tercih.


Temel Gelir ve Zamanın Özgürleşmesi


Otomasyon tam istihdam olasılığını ortadan kaldırdığı için Gorz, evrensel temel geliri kurumsal bir yanıt olarak önerdi. Modeli, çağdaş teknokratik yaklaşımlardan farklıydı. Amaç, tüketimi sürdürmek değil, özerkliği ve piyasadan bağımsız özgürlüğü güvence altına almaktı. Gorz’a göre temel gelir, bireylerin yaşamlarını ücretli çalışma, bakım, sanat, eğitim ve yurttaşlık etkinlikleri arasında bölüştürme olanağı tanıyacaktı.


Yapay zekâ çağında, makineler daha önce yalnızca insana özgü sayılan yaratıcı ve bilişsel işleri yerine getirebildiğinde, Gorz’un önerisi daha öncelikli bir nitelik kazanıyor. Eğer akıllı sistemler zenginlik üretiyorsa, bu zenginliğin bir kısmı topluma sosyal temettü olarak geri dönmelidir. Ancak o zaman teknolojik ilerleme dışlayıcı değil, özgürleştirici olabilir.


Bilgi, Maddi Olmayan Emek ve Dijital Kapitalizm


Gorz, The Immaterial: Knowledge, Value and Capital (2003) adlı eserinde bilgi ekonomisini inceledi. Gorz’a göre bilgi ve yaratıcılık, fiziksel mallardan farklı olarak tükenmez ve paylaşıldıkça çoğalır. Buna rağmen kapitalizm, fikrî mülkiyet hakları, veriye erişimin sınırlandırılması ve kurumsal platformlar yoluyla yapay kıtlık yaratır. Gorz, bilginin kamusal bir ortak değer (commons) olması gerektiğini savundu.


Gorz, günümüzün yapay zekâ ekonomisinin yapısını öngörmüştü. Bugünün ekonomisi, geniş ölçekli veri toplama, mülkiyete tabi modeller ve dijital altyapının kontrolü üzerine kurulmuş durumda. Stratejik varlık artık emek değil, veri ve hesaplama gücü ile mümkün hale geliyor. Bu, az sayıda firmanın toplumsal bilgiye dayalı yetenekleri tekeline alarak üstün konumunu pekiştirmesine ve rant elde etmesine olanak tanımaktadır. Bir zamanlar ortak insan yaratıcılığına ait olan bazı özellikler (dil, imgeler, kod), mülkiyet konusu hâline gelmiş durumda. Gorz, sömürünün emek üzerinden değil, bilgi üzerinden işlediği bir politik ekonomi biçimini öngörmüştü.


Gorz’un ideolojisine katılmak ya da katılmamak bir yana, pozitif analiz sonucundaki tespitlerini büyük bir odaklanmayla okumamak mümkün değil.


Büyüme Sonrası Siyaset


Gorz’un büyüme takıntısına yönelik eleştirisi, bugün büyüme karşıtı (degrowth) ve büyüme sonrası (post-growth) hareketlerin felsefi temelini oluşturur. O’na göre refah, üretim hacminin artışına değil, zamanın, toplumsal ilişkilerin ve kurumların yeniden örgütlenmesine bağlıdır. Büyüme sonrası bir dünyada başarı, denge anlamına gelir. Diğer bir ifadeyle, ekolojik uyum, toplumsal adalet ve anlamlı yaşam biçimleri.


Yapay zekâ, Gorz’un sanayi kapitalizminde teşhis ettiği çelişkiyi ortaya çıkarıyor. Teknolojik ilerleme, toplumsal ilerlemeden kopmuş bir durumda. Yeni toplumsal sözleşmeler (kısalan çalışma saatleri, dijital altyapının ortak mülkiyeti ve teknolojinin demokratik denetimi) olmaksızın otomasyon, eşitsizliği ve ekolojik baskıyı artıracaktır. Bunlarla birlikte toplum, Gorz’un deyimiyle “çalışma merkezli bir uygarlıktan” “zaman merkezli bir uygarlığa” geçiş yapabilir.


Gorz’dan Yapay Zekâ Politikalarına


Gorz’un fikirleri, dolaylı da olsa, bugün küresel politika çerçevelerinde yankı buluyor.


  • AB Yapay Zekâ Yasası (EU AI Act), teknolojinin demokratik denetimi çağrısını yansıtıyor. İnsan hakları, şeffaflık ve hesap verebilirliği, piyasa özgürlüğünün önüne koyuyor.

  • Açık kaynak (open-source) ve dijital ortaklık (digital commons) girişimleri, bilginin özel mülkiyet yerine kamusal bir değer olarak görülmesi yönündeki Gorz’un çağrısına uygun durmaktadır.

  • Avrupa ve Latin Amerika’daki evrensel temel gelir denemeleri ile çalışma süresi reformları, gelirin istihdamdan bağımsızlaştırılması yönündeki vizyonu yansıtmaktadır.

  • Büyüme karşıtı ve döngüsel ekonomi stratejileri, ekolojik ve toplumsal muhasebeyi politikalara entegre eder. Bu da Ecology as Politics’in kurumsal düzeyde bir çevirisidir.


Birlikte ele alındığında, yukarıdaki gelişmeler Gorz’un öngördüklerini temsil etmektedir. Teknolojinin insan ihtiyaçlarına hizmet ettiği, dijital ilerlemenin sonsuz maddi büyüme arayışının yerini aldığı bir ekonomi!


Teknolojinin Ahlaki Ufku


Gorz’un felsefesi derin bir hümanizme dayanıyordu. Asıl mesele, teknolojinin toplumu dönüştürüp dönüştüremeyeceği değil, kimin yararına dönüştüreceğiydi. Gorz, insanı makineye uyduran bir toplumun, sonunda kendi insanlığından uzaklaşacağını anlattı.


Gorz’un etik ölçütü basit ama radikaldir:



Bu ilke, bugünkü yapay zekâ devrimi için bir pusula niteliğinde olmalıdır. Zorluk, yalnızca teknik düzenleme değil, kurumsal bir yeniden icat olmalıdır: Mülkiyet, gelir ve yönetim sistemlerini insanın özgürlüğüyle ve doğaya karşı sorumluluğuyla uyumlu hâle getirmek.


Yirmi Birinci Yüzyılda Gorz


André Gorz, sanayi çağı ile dijital çağ arasında köprü kurabilmiş ender düşünürlerden biridir. Otomasyonun ya eşitsizliği derinleştireceğini ya da insanlığı gereksiz emekten kurtaracağını görmüştü. Ekoloji, demokrasi ve teknolojiyi tek bir ahlaki ve kurumsal yenilenme çerçevesinde birleştirdi. Gorz’un mesajı bugün güncel değilse, ne zaman güncel olabilir?


Yapay zekânın sermayeye değil, yaşama hizmet etmesi isteniyorsa, toplumlar büyüme yerine bakımı, bilgiyi ve yaratıcılığı ödüllendiren sistemler tasarlamalıdır. Otomasyonun özgürlük getirmesi isteniyorsa, zamanı ve geliri kamusal birer değer olarak yeniden düşünmelidir. Teknolojinin gezegenle birlikte var olabilmesi için ekolojik sınırlar içinde işlemesi gerekir.


Bu anlamda, Gorz’un düşüncesi, sanayi geçmişine özlem değildir. Gorz’un onlarca yıl önce ortaya koyduğu fikirler insani bir dijital geleceğe giden yolun haritası olmalıdır.

Bir gelecek düşünelim ki, insan ya da yapay her zekâ, yaşamın ve ortak iyiliğin hizmetinde olsun.


Yorumlar


© 2025 by Arda Tunca

bottom of page